YARDIMLAŞMAK
Yardımlaşmak bir toplumu ayakta tutan en önemli değerlerden birisidir.
Yardımlaşmanın olduğu toplumlarda birlik ve beraberlik daha kuvvetlidir.
Yardımlaşma sayesinde insanların birbirine olan sevgisi muhabbeti ve dostluğu
da artar. Şimdi isterseniz atalarımız bu konu hakkında neler söylemiş onlara
bakalım.
Yardımlaşma İle İlgili Atasözleri
·
Kele, köseden yardım gelmez.
·
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
·
Veren eli herkes öper.
·
Verirsen doyur, vurursan duyur.
· Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir
(iyidir).
·
İyilik eden iyilik bulur.
·
Az veren candan, çok veren maldan.
·
Yalnız taş duvar olmaz.
·
Ne verirsen elinle, o gider seninle
·
El eli yıkar, iki el de yüzü.
·
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Yardımlaşma İle İlgili Atasözlerinin Anlamları
· Kele, köseden yardım
gelmez atasözünün anlamı: (Kel insana köse insandan yardım gelmez). Birine
yardım edebilmek için öncelikle ona yardım edebilecek güçte olmak gerekir.
· Komşu komşunun külüne
muhtaçtır atasözünün anlamı: Gerçek dostluk, komşuluk daima birbirine yardım etmeyi
ve birbirinden yardım ummayı gerektirir.
· Veren eli herkes öper
atasözünün anlamı: Veren el, yardım eden el, yardımsever kişi herkes
tarafından sevilir ve saygı gösterilir anlamında.
· Verirsen doyur, vurursan
duyur atasözünün anlamı: Birine yardım ederken eli açık ol, kısma her zaman da varlığını
hissettir.
· Yakın (hayırlı) dost
(komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir) atasözünün anlamı: İnsanın hayırlısı, yardım
edeni makbuldür. Akraba da olsa hayırsız insandan uzak dur.
· Az veren candan, çok
veren maldan atasözünün anlamı: Eli sıkı olan yardım etmeyen kişi
ömrünü hayır etmeden geçirir, canını tüketir. Yardım eden insan ise malını
paylaşır, mükafatını da er geç alır.
· Yalnız taş duvar olmaz
atasözünün anlamı: İnsan birlikte daha değerlidir. Birlikte yardımlaşarak
zorlukların üstesinden gelir.
·
Ne verirsen elinle, o
gider seninle atasözünün anlamı: Dünya bir imtihan yeridir. Ne kadar paramız,
malımız olursa olsun öldükten sonra yanımıza alacağımız şey sadece
yaptıklarımızdır.
Dayanışma İle
İlgili Hikaye Örneği
Ağustos güneşi tam tepemizde sıcaklık beynimize kadar
işliyordu. Arada bir rüzgardan dolayı yaprak kımıldasa da bizlere hiçbir
faydası olmuyor aksine boğazımız kuruyor, bizi daha da susatıyordu. Biraz
dinlenmek için traktörümü durdurdum. Biran sessizlik oldu. Kulağıma gelen vın
vın motor sesi beynimi öylesine yormuştu ki şimdi bu sessizlik bana bir musiki
gibi geliyordu. Tam traktörden aşağıya inip bir ara traktörün gölgesinde
oturayım derken Hasan Dayının tarlasına henüz el değmediğini gördüm. Ekinleri biç,
onları saman yap, hasadı harmana indir, torbala, depoya al derken onca zaman
geçecek. E ağustos bitmek üzere, yakında yağmurlar gelecek. Zaten bizim bunca
acelemiz de yağmur, kış gelmeden bir yıllık emeğimizi hak edebilmek. Peki Hasan
Dayı onca işi ne ara yapacaktı. Kesin Hasan Dayının bir bildiği vardı dedim,
ama yine de bir uğramak lazımdı yanına.
Bunları düşünürken işlerimi biran önce bitirmeliydim şimdi
durup oturmanın, dinlenmenin zamanı değildir diyerek, traktörün kontağını
çalıştırdım ve işimin başına koyuldum. Çok şükür bir hafta içerisinde tüm
işlerimi hallettim. Artık havalar da yavaş yavaş bulutlanmaya başlamıştı.
Yağmur her an yağabilir, sıcak yaz yerini serin havalara bırakabilirdi. Tüm
işlerimi bitirmenin huzuru ile evime doğru giderken Hasan Dayının tarlasının
yanından geçtim. Ama Hasan Dayının tarlası hala aynı şekilde duruyordu. Hemen
ilk iş olarak Hasan Dayının evine gitmeliydim. Aslında daha önceden de
gitme niyetim vardı evine fakat gel gör ki işler sıkıydı, geç saate kadar
tarlada çalışıyor eve gelince de iki lokma yiyip olduğum yerde uyuyup
kalıyordum. Çoğu zaman çocuklar yanıma geldiğinde onlarla vakit dahi
geçiremeden yorgunluktan olduğum yerde uyuya kalıyordum. Ama şimdi ne olursa
olsun kesin Hasan Dayının evine gitmeliydim.
Devamında Sizce Ne Olmuş
Olabilir……..
Hava bulutlanmaya başlıyor, yarın bir gün yağmur yağarsa
bir yıllık emeği ziyan olabildi. Borç harçla bu güne getirdiği ekinlerinin, bir
yıllık emeğinin mahvolması demek Hasan Dayıyı kötü günlerin beklediği
demekti. Bir çok borç alacak bu ekine göre hesaplanmıştı. Ee.. şimdi ekinde
giderse… Evine vardığımda yatağında hasta yattığını gördüm. Meğerse bizim
işimiz zaten çok bir de ben onlara yük olmayayım diye bize söylememiş. Biz de
işe güce daldık onun hatırını halini soramadık. Hemen köydeki komşulara haber
ettim. Durumu izah ettim. Aslında onlar da fark etmişler de, işte herkesin iş
güç telaşı derken unutmuşlar. Herkes traktörlerini aldı, Hasan Dayının tarlasına
gittik ve işe koyulduk. İki gün dahi sürmeden tüm işlerini hallettik. Ekini
biçtik, samanını yaptık, buğdayını içeri aldık.
Her zaman olduğu gibi bugün de komşular olarak şunu gördük
ki dayanışma içinde olursak halledemeyeceğimiz bir şey yok. O gün tüm köy huzur
içinde uyuduk. Kendi işimizi halletmekten ziyade Hasan Dayının yardımına koşmak
bizi, değerlerimizi bir kez daha unutmadığını gösterdi. Dayanışmanın olduğu
yerde bereket vardır, huzur vardır. Bunu asla unutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder